ÇEK Bir Bira

Konular: Bira, Genel, Gezi Notlarım, Yemeler-İçmeler | 0

İki gündür harıl harıl Amerikan Craft Beer yazısı üzerine çalışırken araya giren günübirlik Çek Cumhuriyeti ziyareti münasebetiyle kısada olsa Çek biraları üzerine birşeyler karalayayım dedim.Biraları içtikçe (biralar teriminin sebebi aşağıdaki fotoğrafta gizli) haklarında yazılar yazarım diye tahmin ediyorum.Daha önce yazdığım gibi çok popüler biraların incelemelerinden ziyade daha az bilinen biralara,Alman yerel biralarına değinmek istiyorum.Büyük ve bilinen markalarada tadım ve tarih bilgilerinden ziyade Sosyal Medya etkileri açısından bakma taraftarıyım.O yüzden resimde yer alan biralardan Pilsner Urquell ve Budvar hakkında yazma niyetinde değildim.Onları Bira Sevdası yada Beerader zaten yazmıştır dedim fakat ikiside yazmamış.Cihangir’in yazdığı Pilsner Urquel yazısı mevcut onuda bu linkten okuyabilirsiniz.Ayrıca bu yazıdan kendisinin Kozel’i neden yazamadığınıda öğreniyoruz. İki markayada kısaca değiniriz o zaman.

Çek ganimeti
Çek ganimeti

Yediğin içtiğin senin olsun ne gördün diyorsanız çokta fazla birşey görmedim aslında.Almanya’dan günübirlik alışveriş için gidilmiş Çek Cumhuriyeti gezisiydi sadece.Benim için güzel olan listemde olan biraların birisi hariç hepsini bulmuş olmaktı.Ayrıca elim kolum çok dolu olduğu için alamadığım 4-5 farklı markada bıraktım ardımda.

Eski Pazar yeri
Eski Pazar yeri

Cheb isimli 33 bin nüfuslu bir kasabaydı gittiğimiz.Çek Cumhuriyetinin en Batısı diyebileceğimiz bir yerde ye Almanya sınırını geçtikten sonra yaklaşık 7 km uzaklıkta.Buraya gitmemizin sebebi orada yer alan ve tamamen Turist söğüşlemeye yönelik bir mekan olan Asya Pazarı.Daha doğrusu şu anda iki tane var.Bir tanesi daha şehir merkezinde olan ve ilk kurulan Dragoun Bazaar diğeri ise daha sonradan kurulan sınıra daha yakın bölgede yer alan ve daha büyük olan Dragon Bazaar.Yani Öz Dragon ve Hakiki Dragon yada aşağı Dragon ve Yukarı Dragon Pazarları.

Biz daha önce gitmiş arkadaşların tavsiyesi üzerine eski pazarla başladık ve yaptığımız alışverişin % 80’ide burada gerçekleşti.Zaten yeni pazara gittiğimizde ne kadar doğru yaptığımızı fark ettik.Birincisi çok fazla olmasada eski Pazar biraz daha ucuz ve satıcıları daha insani.Her iki taraftakilerde çok uyuz ve pazarlık yaptığınızda hemen sinirleniyorlar.Hele birde istediklerinin çok altıda fiyat verirseniz hemen kendi dillerinde birşeyler söylemeye başlıyorlar.İyi niyetlerini sunmadıklarını tahmin ettiğimden bende kendilerine Türkçemizin güzide SinKafları ile cevap verdim genelde.Karşılıklı birbirimize sahte gülümsemeler atarak küfürleştik diye tahmin ediyorum.

Antalya Festival Çarşısı
Antalya Festival Çarşısı

Pazarlık sünnettir ilkesini benimsemiş birisi olarak her gittiğim yerdeki adamları bayana kadar zorladım.Bu tecrübelerim daha önce İspanya,İtalya ve Türkiye’de çok işe yaradı.İspanya’da tezgahtarlar genelde Pakistan,Hindistan ve Kuzey Afrika ülkelerinden oldukları için hiç sorun yaşamamıştım.Venedikte ise Afrikanın daha orta ve Güney kesimi ağırlıklı bir dağılım vardı ve onlarlada iyi kötü anlaştık.Türkiye’de ise ‘Abi olsa dükkan senin’,’Valla bize maliyeti bu’ gibi diyaloglara ‘Sen bize iyi bir fiyat yap ayağımız alışsın’ yada ‘Aynısını aşağıda daha ucuza verdiler beni tekrar yürütme oraya’ tarzı karşılılar vererek pazarlığı neşeli hale getiriyordum.Ama bu Asyalılar öyle değil.Nereli olduklarını bilmiyorum ama Vietnam ve Çin ağırlıklı olduklarını tahmin ediyorum.Pazarlığı uzatırsanız hemen sinirleniyorlar,elinizde bakmakta olduğunuz malı çekip alıyorlar hatta dediğim gibi kendi dillerinde birşeyler söylenmeye başlıyorlar.Çoğu yerde almak istediğim şeyi sırf bu uyuz tavırları yüzünden almadım.

Kronlarım tükeniyor
Kronlarım tükeniyor

Birkaç dükkan gezdikten sonra pazarlık stratejimi söyledikleri fiyatın yarısından daha azını söyleyerek başlama üzerine kurdum.Zaten ürünlerin üzerinde fiyat yok,fiyatı sorana bakıp ona göre fiyat veriyorlar.Aldığım her ürünü  almak istediğime yakın fiyatta yada tam istediğim fiyatta aldım.İstediğiniz fiyatı alamazsanız iyi kalsın deyip arkanızı dönüp ağır ağır yürümeye başlayınca arkanızdan bağırıp fiyatı aşağı çekiyorlar.İstediğiniz fiyat hala gelmediyse son fiyatınızı söylüyorsunuz eğer ortada buluşamazsanız kalsın demek en iyisi çünkü devamında küfür geliyor.Zaten hemen hemen her tezgahta aynı mallar var ve eğer birisi istediğiniz fiyatı vermezse başka biri veriyor zaten.Benim dikkatimi çeken taklit mallar neredeyse yok denecek kadar az.Özellikle büyük markaların malları hiç yok,bayan çantalarında taklit ürünlerde dükkanın arkasındaki bir bölümde.Eğer size güvenirlerse sizi oraya sokuyorlar.Korsan CD’de yok denecek kadar az.Zamanında bu konuda çok baskın yemişler.Hatta dünyanın CD bulmak için eğitilmiş ilk Polis köpekleride burada.

Yeni Pazar yeri
Yeni Pazar yeri
Giriş kapısı
Giriş kapısı

Mekan gezdikçe bana Ankara’daki eski Maltepe Pazarını ve Antalya Festival pazarını anımsattı.Ben zaten kılık kıyafer değil Bira almaya gittiğim için benim imdadıma bu tezgahlar değil Pazarın karşısındaki Süpermarket yetişti.Pazarda sadece Pilsner Urquell,Budvar ve Gambrinus var.Diğerlerini Marketten aldım.Pazardan aldığım yegane şey aldıklarım torbada ağır olduğu ve sırt çantamda dolduğu için  ikinci bir sırt çantası oldu.Zaten gelenlerin büyük kısmı artık kıyafet yada elektronikten çok sigara almaya geliyor.Alkol çeşidi fazla değil ve fiyatları çok çok ucuz değil.(en azından biralar çok ucuz değildi) Sigara ise Almanyaya göre neredeyse yarı yarıya durumda.Kişi başına 40 paket sokma hakkı iyi bir rakam ve yol paranızı kat kat çıkarıyor.

Çakma malları cesurca sergileyen bir abi
Çakma malları cesurca sergileyen bir abi

Çek Cumhuriyeti AB ülkesi olmasına rağmen Euro kullanımına tam olarak geçmemiş.Pazardaki tezgahlarda Euro alıp para üstünü Euro olarak veriyorlar ama benim girdiğim Süpermarketteki dükkanlarda Euro almıyorlardı.Market ise Euro aldı ama para üstünü Çek Kronu olarak verdi.Bende gün boyu o parayı erittim.

Öğlen olunca yemek vakti geldi ve doğal olarak Asya Pazarında Asya yemeği yemeye gittik.2 kişi 2 tabak ördek,patates kızartması,1 bira ve 1 bardak meşrubat için 530 Kron verdim.Yaklaşık 20 Euro yapıyor.Almanya için normal bir fiyat ama ilginç olan size verdikleri menülerde yazan fiyatlar daha ucuz.Ama fiyatı hesaplarken Turist fiyatı çekiyorlar.Yıllarca Antalya’da yaşamış biri olarak bunun nasıl birşey olduğunu iyi bilirim.

Uzaylı istilası ve Ejderhaların Annesi:)
Uzaylı istilası ve Ejderhaların Annesi:)

Yemekten sonra yeni Pazar yerine gittik ve daha büyük olmasına rağmen daha az insan olması dikkatimi çekti.Daha sonradan bunu sebebinin fiyatlar ve satıcıların tavırları olabileceğine kanaat getirdim.Oradan zaten neredeyse hiçbirşey almadım.Çek Cumhuriyetinde bir Asya Pazarında Metale basılı Amerikan Craft Beer haritası bulmak ise çok manidar oldu.Girdiğim bir marketteki Almanların evlerine Market alışverişini bile buradan yapmaları dikkatimi çekti.Burası turistik bir bölge olmasına rağmen bu kadar fiyat farkı varsa demekki daha az turist çeken bölgeler çok daha ucuzdur.Zaten bir sonraki amacım araba ile daha normal bir bölgeye gidip halkın arasına karışmak.Hele birde birkaç kelime Çekçe öğrenip ‘Prag şok gusel,absint,balık şok gusel yine gelecek ben’ tarzı bir diyalog kurarsam daha ucuza kapatırım gibi geliyor.Hiç olmadı Galatasaray formamı giyer Milan Baros,Tomas Ujfalusi muhabbetine bağlar oradan yürürüm.

Olaylar bu şekilde ama sonuçta bu gezi bir amaç değil bir araçtı ve bu araç sayesinde aldığım biraların yazıları yakında gelir herhalde diye tahmin ediyorum.

 

 

Başka Fanilerde Okusun Diye Paylaş 

Gündemin Sıkıcılığı

Konular: Her Telden | 0

Bazen Ülkenin gündemini takip etmek imkansız hale geliyor,gündem o kadar çabuk değişiyorki sabah izleyip şaşırdığınız bir haberin akşam hiç bir değeri kalmıyor çünkü sadece bir kaç saat içinde ondan daha önemli başka olaylar oluyor.Yaz aylarında beri ülkeye hakim olan gergin ve ne olduğunu tam tarif edemediğim garip hava insanları birbirine düşürüyor.Oysaki geçmişte en büyük kavgalarımız futbol maçları üzerine olurdu ve Derbi maçlar öncesi ve sonrasında insanlar hem birbirlerini kızdırır hemde küçük tartışmalar yaşarlardı.Kazandığınız bir maçtan sonra okula gitmenin anlamı daha büyük olurdu.

Derbi kazandıktan sonra sınıfa girmenin havası

Ama artık insanlar takım tutar gibi Siyasi Parti yada Siyasi Figürleri tutup destekliyorlar ama bunu yaparken bazen ne kadar kırıcı olduklarının farkına varmıyorlar.Birçok arkadaşımın siyasi görüşünü (hatta ne kadar koyu ve yoğun olduğunu) son aylarda yaşanan olaylar sonrasında sosyal medyada paylaştıkları ve yazdıkları ile öğrendim.Yıllardır tanıdığım ama hiç bu kadar öfkeli,nefret dolu görmediğim kişilerin paylaşımlarına denk geldikçe benim yıllardır tanıdığım kişi bu olamaz diyorum.Çocukluğumun beraber geçtiği yıllarca birçok şeyimi paylaştığım,ortak hüzün ve sevinçleri yaşadığım,yeri gelince kavga edip yeri gelince uğruna kavga ettiğim insanların sırf siyasi görüşlerimiz farklı olduğu için beni arkadaşlık listelerinden çıkarıp takip etmeyi bırakmaları bana biz hatayı nerede yapıyoruz sorusunu sordurtuyor.En kibar sandığınız kişilerin küfürlü paylaşımlarını,sol eyilimli sandığınız insanların Lenin‘den bile Komunist olmaları,milliyetçi sandıklarınızın Musolini faşizanlığını zorlamaları,muhafazakar sandıklarınızın Molla rejimi savunuculuğunu,işine gelmeyen herkese “Vurun Kahpeye” tavrı gösterenleri görmek beni iyice rahatsız etmeye başladı.İnsanların hafızalarından yıllarca silinmeyecek ve onları kırıp rencide edecek paylaşım ve yorumlardan uzak durmaya çalışsamda bazen bende kendimi tutamayıp gaza geliyorum ama gerekli yerde fren yapmasını biliyorum.

Bu ülkede sağ ve sol kavgaları,Mezhep ve Din  kavgaları bundan daha ağır şekilde yaşanmıştı belkide ama o zamanki şartlarla bugünkü şartlar bir değil.Belkide o zamanlar insanlar daha sert ve acımasız ama daha dürüsttüler.Kimin neyi savunduğu ve neye karşı olduğu belliydi ama şimdi internet üzerinden aslında kim olduğunu bilmediğiniz insanların yazdıklarına yayınladıklarına ve söylediklerine inanıyorsunuz.Şakşakçılar ve galeyana getiriciler her ortamda olur ama bunların sayısı hiçbir zaman bu kadar fazla değildi.

Herkesin siyasi görüşü kendisini bağlar ama bunu savunurken başkalarına nasıl davrandığımıza dikkat etmemiz lazım.Birisiyle tartışırken karşınızdaki kişinin bilgi birikimi ve cehalet durumuda önemli tabiki.Zaten okumayı sevmeyen bir ülkeden hayatı ve birçok şeyi sadece internetten öğrenmiş kişilerle münakaşa etmekte zor.

Hayatı boyunca kimseye Türk,Kürt,Laz,Çerkez,Alevi,Sünni,Abazha,Göçmen,Şii,Ermeni,Yahudi,Rum yada herhangi başka birşey olup olmadığını sormamış ve karşısındakine sadece o kişi olduğu için değer vermiş birisi olarak arkadaşların birbirini ufak tefek şeyler yüzünden kızdırıp 10 dakika sonra unuttuğu günleri özledim.

“Atatürk’ü sevmek için CHP’ye,Dinimi sevmek için AKP’ye,Vatanımı sevmek  için MHP’ye ihtiyacım yok” lafı son zamanlarda en sevdiğim laflardan birisi.

 

Başka Fanilerde Okusun Diye Paylaş